Babamın beyin tümörünün tedavisi hakkında notlar

Salı, Mart 03, 2009

MR filmlerinin kalitesi hakkında

Beyin tümörlerinin seyrini ve uygulanan tedavilerin etkinliğini takipte MR filmlerinin hayati önemi var. Bugün New York Times gazetesinde, MR filmlerinin kalitesi hakkında bir yazı okuyunca bu konuya dikkat çekme ihtiyacı hissettim.

Bu yazıda, ABD'de çekilen MR filmleri arasındaki kalite farkları olduğundan söz ediliyor. Diz kıkırdağında yırtılma olduğu şüphesiyle MR filmi çekilen, ama MR filminden bir şey anlaşılamayan bir kadının ameliyat edildiğini, ancak ameliyat sırasında aslında dizinde yırtılma olmadığını anlatarak başlıyor yazı. Kadının sigortası ikinci bir MR filmini ödememiş, dolayısıyla bu kötü MR filmine dayanarak ameliyat edilmiş. Yazıda, ABD'de kullanımdaki cihazların bazılarının 10 yaşında olduğu, oysa teknolojideki gelişmeler sonucunda yeni cihazların 10 yıl öncekilere göre çok daha üstün olduğu belirtiliyor. Diğer bir nokta ise, cihaz iyi olsa bile cihazın kötü kullanımı sonucu filmin kötü çıkabileceği veya filmi okuyan radyologun kötü olabileceği.

Şöyle geriye dönüp bakınca, babamın hastalığı süresince, en az 5 farklı yerde çekilen MR filmlerinin yol göstericiliğine müracaat etmişiz. Bu görüntüleri önüme alıp baktığımda, konunun uzmanı ve hatta tıp doktoru olmamama rağmen, birer görüntü (image) olarak ben bile aralarında görüntünün keskinliği ve kontrast yönlerinden farklar olduğunu söyleyebiliyorum. Babamın MR filmlerini inceleyen radyologlar, beyin cerrahları ve onkologların filmleri değerlendirmelerinde de farklar olabiliyordu. 1995'te yakalandığı beyin tümöründen tamamen kurtulan psikoloji profesörü Ben Williams, kitabında kendi MR'larını incelemek için evine bir floresanlı düzenek yaptırdığını yazıyordu! Ben babamın MR'larını Williams kadar ayrıntılı olarak incelemedim, ama her MR sonucunu almaya gittiğimde beklemenin ne kadar heyecanlı, hatta ürkütücü olduğunu, zarfın içinden MR raporunu ellerim titreyerek nasıl aldığımı ömrüm boyunca unutamam.

MR filmleri konusundaki tecrübelerimi şöyle özetleyebilirim:
- Mümkünse MR filmlerinizi hep aynı yerde çektirmeye çalışın. Sonuçta önemli olan, MR filmleri arasında karşılaştırma yapmak. Bu nedenle, cihazdan kaynaklanan farklılıkları ortadan kaldırmakta fayda var.

- Mümkünse büyük bir üniversite hastanesinde MR çektirin. MR çekimi yapan bazı özel yerlerin, büyük hastanelerde yıllarca kullanılmış cihazları ikinci el ucuza satın aldıklarını ve bir ticarethane mantığı içinde çalıştıklarını duyuyorum. Tabii mesleğini hakkıyla yerine getiren hekimlerin karşısında saygıyla eğiliyorum. Sadece, nereden ve kimden ne hizmet aldığınıza dikkat edin diyorum.

- MR raporlarını okuyacak radyolog da önemli. Mümkünse, merkezi sinir sistemi üzerine uzmanlaşmış, "nöro-radyolog" olarak adlandırılabilecek bir öğretim üyesinin MR filmlerinizi okumasını sağlayın. Üniversite hastanelerinde bir miktar fark ödenerek öğretim üyesine özel muayene olunabiliyor. Bu MR filmlerinin çekilmesi için de geçerli. Size düşen, Radyoloji bölümündeki öğretim üyelerinin hangisinin beyin tümörlerini okumada daha fazla ihtisası olabileceğini araştırmak (Genel olarak doktor seçimi konusunda bir yazı yazmayı düşünüyorum). Radyologlar genelde hasta veya hasta yakınlarıyla pek görüşmezler, zaten raporları da size hitaben yazılmamıştır. Raporlarını, MR tetkiki isteyen doktora hitap ederek "Sayın meslektaşım" diye yazarlar. Ama radyologla görüşür, kendinizi ve hastanızı tanıtırsanız, size biraz daha ilgi göstermesini sağlayabilirsiniz. Belki ilk seferinde olmaz, ama ikinci veya üçüncü seferinde yine aynı uzman radyologa gider ve kendisine bunu hatırlatırsanız, ona "siz bizim doktorumuzsunuz artık" derseniz, dikkatini çekersiniz, çünkü bazı üniversite hastanelerinde bu öğretim üyesine özel muayene işini bile sekreterler sıraya koymuşlar, o yüzden sizin rastgele kendisine düşmüş bir hasta olduğunuzu düşünebilir.

Benim tecrübemde Türkiye'deki çoğu radyolog, MR raporunda spesifik ifadeler kullanmaktan kaçınıyor, yuvarlak laflarla işi geçiştiriyor. Mesela MR filminde gördüğüne dayanarak, ona göre tümörün ebatları kaça kaç santimdir, bir önceki MR'a göre bir büyüme ya da olumlu/olumsuz yönde bir değişiklik var mıdır, bunları yazmaktan imtina ediyor.

- ABD'de artık MR sonuçlarını filme basılı olarak vermenin yanısıra CD veya DVD'de sayısal olarak da veriyorlar. Türkiye'de bu uygulamaya ben rastlamadım, ama siz yine de talep ediniz. Elinizde MR sonuçları bu şekilde CD/DVD olarak bulunursa, ABD'deki beyin tümörü merkezlerine bir kopyasını gönderip hastanız için ikinci veya üçüncü görüş alma imkanınız var. Bu şekilde sadece hastanın MR'larına bakarak görüş bildiren onkologlar biliyorum, hem de bunun için ücret talep etmiyorlar!

- Beyin tümörlerinin MR filmlerindeki görünüşü, hastanın MR çekildiği sırada kullandığı Dekort dozuna bağlı olarak farklılık gösterebiliyor, bu nedenle geçmişe dönük olarak MR filmlerini değerlendirirken, hastanızın o dönemde ne kadar Dekort kullandığını kaydetmiş olmanızda büyük fayda var. Bu da, hastalık süresince iyi kayıt tutma konusunda zaman zaman yaptığım hatırlatmanın önemini gösteriyor. 1 ay önce günde 4mg Dekort kullanırken çekilen filmi, 1 ay sonra günde 10 mg Dekort kullanırken çekilen filmle karşılaştırdığınızda, eğer tümör (veya ödem tutmuş, MR'da kontrastlanan alan) küçülmüş görünüyorsa, bu küçülmenin ne kadarı gerçek küçülme, ne kadarı Dekort etkisiyle küçülmüş gibi görünmedir?

- Son olarak, MR tetkikleri arasında, tümör ile radyonekrozu ayırt etmede çok önemli bir yeri olan MR spektroskopiden de söz etmeliyim. Eğer hastanız radyoterapi aldıysa ve radyoterapiden 3-5 ay sonra, radyoterapinin ne kadar etkin olduğunu merak ediyorsanız, ve hastanıza MR spektroskopi yapılmadıysa, bu tetkikin yapılmasını doktorunuzdan mutlaka isteyin. Bu tetkik, MR cihazında yapılıyor, ama hastanın beynindeki belli bir bölgede (1 santimetreküp kadar) bulunan belli bazı biyokimyasal maddelerin nispi miktarlarını gösteren grafikler elde etmeye yarıyor. Bu grafikler, o bölgede tümör mü var, yoksa ölü hücreler mi, bunu tespit etmede çok faydalı olabiliyor.